Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla - Şüphesiz biz Nûh'u, kavmine, "Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar" diye peygamber olarak gönderdik. [1]

Nûh şöyle dedi: "Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım." [2]

"Allah'a ibadet edin. Ona karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah'ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz." [3-4]

Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim." [5]

"Fakat benim davetim ancak onların kaçışını artırdı." [6]

"Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler." [7]

"Sonra ben onları açık açık davet ettim". [8]

"Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum." [9]

"Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü o çok bağışlayıcıdır.' [10]

‘(Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.' [11]

‘Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.' [12]

‘Size ne oluyor da Allah için bir vakar (saygınlık, büyüklük) ummuyorsunuz?' [13]

‘Halbuki, o sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.' [14]

‘Görmediniz mi Allah yedi göğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?' [15]

‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?' [16]

‘Allah, sizi (babanız Adem'i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)' [17]

‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.' [18]

‘Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.' " [19-20]

Nûh dedi ki: "Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular." [21]

"Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular." [22]

"Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd'i, Süvâ'ı, Yeğus'u, Ye'ûk'u ve Nesr'i hiç bırakmayın." [23]

"Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır." [24]

Hataları (küfür ve isyanları) yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah'tan başka yardımcılar bulamadılar. [25]

Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!" [26]

"Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kafir kimseler yetiştirirler." [27]

"Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır." [28]

(Samsun Kurşunlu Camii - 01.08.2015)

2012'den beri her cumartesi günü sabah namazından sonra devam eden Kurşunlu Camii tefsir derslerinden kaydedilmiştir.

Prof. Dr. Yaşar Kurt

OMÜ İlahiyat Fakültesi

Kur’ân-ı Kerîm Okuma ve Kırâat İlmi Anabilim Dalı Başkanı

fullscreen-exit fullscreen profile send play facebook whatsapp twitter